28 Ekim 2012

Şeker [ Beirut - Hallelujah ]


Sus sous soul! Yeni bir nota keşfettim, Mi!
Dikkat edersen dünyayı değiştirmeye çalışanlar çok çok bu şarkıyı söyler.
"Ama O müzikten anlamaz" diyenlerin ağzını karışlarım!
Şimdii, şarkı şöyle ve böyle:
Bir yanıyla dokuz sekizlik,
Uşşak'a düşüyor, Çargâh'a çıkıyor.
Gözleri böleren Kıymetlimiss şöyle ve böyle söylüyor:

Dünya şeker, yalebbi şükür! (x4)

"Kadın dediğin İstanbul gibi gibi olmalı
Fethi zor, fatihi tek!" lafı overlok makinası gibi gibi dilinin ucuna gelmedi.
Çünkü sen profesör olmak istiyorsun. (Titrimin ince gülü?)
Akşam ezanı duyulduğunda çatılara bakıyordun,
Sallanan sandalyeye oturuyordun ve şöyle şöyle duydun:

Ütopyalar güzel, yalebbi şükür! (x4)

Sanki kutudan eve daha önce gelmiştim, Beybiş de yanımdaydı
Bu odayı görmüştüm, penceresine kuşlar konmuştu
(Gülüşmeler) Bir mermer bir mermere "gel seninle gidelim buralardan!" demişti.
Zaten mücadele, biri kurumuş diğeri boynunu bükmüş iki fesleğenden öte değildi.

Çaya koymam şeker, yalebbi şükür! (x4)

(Çevirenin Notu: Şarkının içinden "zaan, müdür, inşirah" geçen kısmı Beirut tarafından unutuluyor, söylenmiyor)

Üst kattan sesler geliyor, belki
Yukarıda Allah var
dır dır ederim çok çok.
Ve mücadeleden öğrendiğim şey:
İşte silahlar, ateşli silahlar, altı patlar, üstü şişhane ve domates, biber, patlıcan
"There is a light that never goes out" dinleyemiyorum,
Hemşire de değil ama iğnesi kırıldı pikabın.

Son sözlerime Nami Hoca şerhi düşüyorum:
Kendine ve Mi'ye dikkat et!


1 yorum: